31 Aralık 2013 Salı

Kireç Çatlakları

Duvardaki kireç çatlaklarına bakıyorum şuursuzca.
Çizgi roman kareleri arasında savruluyorum.
Saniye denen zaman birimi başlı başına bir film şeridi.
Sonsuz bi döngü.
“An” başka diyarlara açılan bir kapı.
“Yan” çokça level sonrası.
“Uyan” ise bilmiyorum ölümün ta kendisi?

28 Aralık 2013 Cumartesi

Mutlu Ol

En son “Mutlu ol” dedi.
Telefonu kapattı.
Düşündüm.
Şu an mutlu olabilene aşk olmasındı.
Mutsuzluğum bi salgın hastalık gibi yayılıyordu zaten.
Bir kişinin daha eklenmesini istemiyordum.

O, hep söyleyeceklerini ifade etmekte zorlandığından dem vurar.
Zihnim eski günlerin sayfalarını önüme döküyor.
O da kelimelere dökemediğinden bahsederdi.
Merak ettiğim bir şey de;
Onlar hissettiklerini, düşündüklerini kelimelere dökemediklerinde, sorunlarını birbirlerine anlatamadıklarında da mutlu olabiliyorlar mıydı?
Kafam allak bullak olmuştu.
Mutlu olamadığım gerçeğiyle karşılaştığımda mutsuzluğum bir kat daha artmıştı.

Ve en son “Mutlu ol” dedi.



27 Aralık 2013 Cuma

Yarını Beklerken

"Sonra herşey pek çabuk olup bitti. Oturuma son verildi. Arabaya binmek için Adliye Sarayı'ndan çıkarken kısa bir an yaz akşamının kokusunu, rengini yeniden hissettim. Arabanın karanlığı içinde ve duymakta olduğum yorgunluğun derinliklerinde, sevdiğim bir şehrin ve günün bir saatinin bütün alışılmış gürültülerini birer birer tekrar bulur gibi oldum, günün o saatinde bazen kendimi memnun hissettiğim de olurdu. Artık sakinleşmiş olan havada gazete satıcılarının bağırışmalarını, parktaki son kuşların ötüşlerini, sandviç satıcılarının bağırışlarını, şehrin yukarısındaki dönemeçlerde tramvayların çıkardıkları iniltiyi ve gecenin karanlığı limanın üzerine çökmeden önce gökyüzünden gelen bu gürültüleri; bir körün gözü kapalı takip ettiği bütün bu şeyleri birer birer gözlerimin önünde canlandırıyordum. Evet, çok zaman önce kendimi memnun hissettiğim saatti bu. O zaman beni bekleyen şey, rahat ve rüyasız bir uykudan ibaretti. Fakat ne de olsa değişmiş bir şeyler vardı, çünkü yarını beklerken, kendimi yine hücremde buldum. Sanki yaz göklerinde uzayıp giden aşina yollar, insanı masum uykulara olduğu kadar, hapishanelere de götürebilirmiş gibi."
Albert Camus, Yabancı


26 Aralık 2013 Perşembe

Sabah Serinliği

çeşme kordon'da sabah serinliği.
daha tatilciler pek uyanmamış.
gerçek mi yoksa rüya mı diye düşünüyorsun.
şaşkınlıktan zaten uykundan eser kalmıyor.
yüzüne hafif bir gülümseme yerleşiyor.
ve kulaklıklarını takıyorsun: